Ana içeriğe atla

Uzmanlardan sağlığınız için 'zıplayın' önerisi

 



Uzmanlardan sağlığınız için 'zıplayın' önerisi

: AA

Uzmanlardan sağlığınız için 'zıplayın' önerisi

Sporcu Sağlığı Çalışmaları ve Atletik Performans Merkezi Müdürü Prof. Dr. Eren, "Zıplamak gibi her türlü fiziksel aktivite, bağışıklık sistemindeki T hücrelerinin kandaki sayısını artırarak, bağışıklık sistemine pozitif katkı sağlıyor" dedi.


Sağlık Bilimleri Üniversitesi (SBÜ) Sporcu Sağlığı Çalışmaları ve Atletik Performans Merkezi Müdürü ve Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Osman Tuğrul Eren, zıplamak gibi her türlü fiziksel aktivitenin, bağışıklık sistemindeki T hücreleri ile yararlı sitokinlerin kandaki sayısını artırarak, bağışıklık sistemine pozitif katkı sağladığını söyledi.

Prof. Dr. Eren, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "vücudun yabancı mikroorganizmalara karşı geliştirdiği bir savunma sistemi" olarak tanımladığı bağışıklık sisteminin, fiziksel aktivite, sağlıklı beslenme ve düzenli uyku ile güçlendirilebileceğini belirtti.

Eren, zayıf bir bağışıklık sisteminin virüs gibi enfeksiyon etkenleriyle savaşacak güçte olmayacağını, bu nedenle, bu etkenlerin böbreklere, damar sistemine, kalbe ve akciğerlere daha kolay saldırabileceğini ifade etti.

Fiziksel aktivitelerin, bağışıklık sistemine olan katkısından bahseden Eren, "Zıplamak gibi her türlü fiziksel aktivite, bağışıklık sistemindeki T hücreleri ile yararlı sitokinlerin kandaki sayısını artırarak, bağışıklık sistemine pozitif katkı sağlıyor." dedi. 

Osman Tuğrul Eren, egzersiz yapmanın dolaşım sistemini düzenlediğini, yağ yakımını hızlandırdığını ve bedeni zinde tuttuğunu belirterek, zıplamanın vücutta yarattığı etkiyi ise şöyle anlattı: 

"Kalp atışı hızlanıyor. Beyin dengede durmaya çalışıyor. Bütün kaslara hem dengede dur hem de kasıl diyor. Böylelikle bütün kaslarınız çalışmış oluyor. Dolaşım ve kanlanma artıyor. Kanlanma artınca da vücudunuz daha sağlıklı oluyor. Bağışıklık sistemi uyarılıyor ve virüslere karşı daha dayanıklı hale geliyorsunuz." 

Trambolinde zıplarken yakılan enerjinin obezite gelişimini önlediğini dile getiren Eren, ayrıca, büyüme kıkırdaklarında meydana getirdiği basınç sayesinde çocuklarda boy uzamasına da katkı sunduğunu söyledi.  

Eren, basketbol, hentbol ve voleybol gibi sıçrama hareketleri içeren spor dallarıyla ilgilenenlerin de trambolinde antrenman yaparak, performanslarını artırabileceklerini ifade etti. 

"6 YAŞINDAN İTİBAREN HER YAŞ GRUBU TRAMBOLİNDE ZIPLAYABİLİR"

Zıplama aktivitesinin hangi yaş grupları için uygun olduğunu da anlatan Eren, 5 yaş altı çocukların kafa yapıları vücutlarına göre daha büyük olduğu için zıplarken dengeyi sağlayamayıp yaralanabileceklerini, bu nedenle erişkin desteği gerektiğini fakat 6 yaşından itibaren her yaş grubundan insanın trambolinde zıplayabileceğini kaydetti. 

Zıplarken diğer fiziksel aktivitelere kıyasla enerji tasarrufu yapıldığını anlatan Eren, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Kendi vücut ağırlığınızı trambolin enerji olarak size geri veriyor. O yüzden yararlı. Bir de zıplarken (Kovid-19 nedeniyle) maske takmak daha kolay olabilir. Koşarken maskenin sizi rahatsız etme olasılığı daha fazla. (Zıplarken maske takmak) Akciğer kapasitesini artırma açısından yararlı bile olabilir. Tabii, bazı özel durumlarda (spor yaparken maske takmanın) akciğere zararlı olduğu söyleniyor. Akciğerde bazen spontan pnömotoraks (akciğer sönmesi) dediğimiz duruma sebep olabiliyor. O da çok nadir bir durum."

Prof. Dr. Osman Tuğrul Eren, herhangi bir rahatsızlığa sahip bireylerin trambolinde zıplamalarının sakıncalı olup olmayacağını takiplerini yapan doktorlarına danışmalarını, zıplama egzersizine yeni başlayan fazla kilolu ve obez bireylerin ise alışma evresinde yavaş tempoyla zıplamalarını tavsiye etti. 

"HEM BEYNİ, HEM KAS YAPISINI HEM DE KEMİK YAPISINI GÜÇLENDİRİYOR" 

Başakşehir'deki bir trambolin parkın İşletme Müdürü İbrahim Kirişhanlı da spor ve eğlenceyi bir araya getirdiklerini anlattı. 

Kirişhanlı, trambolinin yalnızca bir eğlence aracı olarak görüldüğünü fakat buradaki asıl amacın dengede durmaya çalışmak olduğunu söyledi. 

Trambolinde zıplarken, beynin vücudun her noktasına bir sinyal yolladığını ve vücudun dengede kalmaya çalıştığını anlatan Kirişhanlı, "Hem beyni hem kemik yapısını hem kas yapısını güçlendiriyor. Ailede spor yapmayı sevmeyen buraya eğlenmeye geliyor. Eğlenmeyle sporu da aynı anda burada gerçekleştiriyor. Doktor yönlendirmesiyle boyunun uzaması için haftada 2-3 gün gelen misafirlerimiz var." diye konuştu. 

Kirişhanlı, haftanın her günü 12.30-21.00 arası açık olduklarını kaydetti.

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Daha gelişmiş bir ülke olmak için

  Şiirle başladım yazarlığa. Edebiyat dergilerinde şiirler yayınlattım. Sonra öyküler. Sonra roman yazmaya başladım. Hedef: Daha güzel ve nitelikli bir ülke. Adil bir ülke! Cezaevlerini masum insanlarla doldurmayan bir ülke.. İsa Kantarcı

KÖYLÜ… KIZ KEZBAN

  KÖYLÜ… KIZ KEZBAN     Sabahın erken saatleriydi, bölgede 3 gündür kar fırtınası vardı, yoğun rüzgarla kırbaç gibi yağan ince kar insana nefes aldırmıyor, her şeyi zora, ister istemez kanlı bir mücadeleye sokuyordu. Dağın yamacında 3 kişi kaplumbağa gibi ilerlemeye çalışıyordu, dizlerine kadar kara batmışlardı, bu üç adam elektrik onarım arıza ekibiydi, adamlardan biri çok öndeydi, yumuşak ve derin karda ilerlemekten nefes nefese kalmışlardı ve tamir çantası, ve boyunlarına asılı halatlar vardı, elektrikleri kesik olan köye ulaşmaya çalışıyorlardı. Ölüm tehlikesi altına çok zahmetli bir yürüyüşten sonra yamacın bir noktasında elektrik direkleri göründü, gri renkli dört ayaklı elektrik direkleri, Sibirya’daki evler gibi buz tutmuştu, saçaklar oluşmuştu, antik çağlardan bir kesit gibiydi, ya da buzul çağından. Yakında bakımsız; ama sert bir köpek, bir kadın ve bir adam göründü, ekibi bekleyen köylüler. Arıza olunca bu ekip kar fırtınasında bile, çığ altında kalma riskini göze

GENÇ KIZLARIN İÇ DÜNYASI VE DIŞARDAKİLER

  GENÇ KIZLARIN İÇ DÜNYASI VE DIŞARDAKİLER   Bir kadının yaşı ilerlemişse, artık işlerin hiç düzelmeyeceğini anlamışsa ya da anlamazdan gelmeye çalışıyorsa, ‘yine de bir umut vardır’a sığınmaya çalışıyorsa, birçok hayal kırıklığı biriktirmişse, anne de olamamışsa; bir şeye, bir varlığa sığınmak ister, kızı gibi göreceği bir varlığa… ve o kızı bulduğunsa akıl almaz bir dürtüyle, onu milyon kez doğurmuş gibi, onu doğurmak için yaşamın en güçlü şeytanlarıyla ve engelleriyle bir arenada savaşmışcasına o kızı sahiplenir, bağrına basar. O kutsal alfa ışığı, o mercek, o sihirli şeffaflıktan bakar adeta evrenin en karanlık yüzünü görür gibi, aydınlatır gibi heveslerle, tutkuyla… bu tutku birike birike dağlar olan hayal kırıklıklarını eritmeye başlar, annelik oyunu böyledir, bu akıl almaz içgüdü, kadının canı sıkan şeylerin ve başındaki belaların önemi yoktur, onu yaşatan bir aşkı, bağlantısı vardır hayatla, kozmik bir bağlantı. Ve bu genç kıza bakarken kendi genç kızlığını hatırlar, karşıs