Ana içeriğe atla

Kafası Bulut Kızlar




(rüzgarı özgür ruhun ve kalbin olacak)
(içinde koruduğun çocukluğun)

Aklımızı uyuşturuyorlar.
Aklını pembe bir ata bindir
Ve kıçına şaplağı indir.
Tramvaylar kızlarla dolu.
Kalpleri harikulade şeylerle dolu
Hep onlara denk gelirim
Asla belli etmezler hazinelerini.
Genelde yaşları küçük kızlar bunlar.
Süsleri hiç yok.
Gizli bir vaha gibiler.
Ben onları nasıl fark ediyorum:?
Çırılçıplak ve ceviz yeşili.
Onların ne müthiş hazineler barındırdığını asla anlayamazsın,
hissedemezsin,
fark etmenin bir imkanı yok.
hayat ve sistem ve yetiştirilme koşulların
sahip olduğun yaralar
sahip olduğun kalıplar onları görmeni engeller
Güzelim fidan gibi gencecik kızları avlıyorlar
Kendilerine mürit ediyorlar
O kızlar kalpleriyle kucaklıyorlar hayatı
Ruhuyla bakıyorlar.
Onlardan her biri için yenilmez ordularla savaşlara girerim
Her biri ölme değer çünkü.
Taşıdıkları orman çığlığı ışık için
Kendimi yok ettim
Onlar için
Onlara baktım
Uzun uzun
Bazen tam yanımda oldular
Bazen tam karşımda
Geçip gittiler.
Ama ruhum orada kaldı
Ruhum peşlerinden gitti
Yatacaklar kalkacaklar.
Yaz gelecek ve gökyüzünü yıldızlar kaplayacak
Kış gecelerini özlemlerle yaşayacaklar
Okumak isteyecek kimi
İyi bir koca isteyecek
Kimi iş peşinde koşacak
Hiçbir pisliği olmayan kızları evren nereye yerleştirecek?
Bu parlak kızların başlarına neler gelecek?
Black Sabbath dinlerler mi?
Sanmam, onları asla duymamışlardır.
O zifiri karanlığın boğduğu açık mavi kelebekler
Üniversiteli genç başına gelenlerden ve baskıdan dolayı
evinin balkonundan atlayıp intihar etti
Sonra annesi intihar etti.
Sonra babası.
Bu toprakta işler böyle.
Haksızlığa uğrayanlar eline bir sürü silah alıp birilerini taramıyor, o negatif enerjiyi kendilerine çeviriyorlar.
Bizim ülkemizde işler böyle.
Henüz eline otomatik tüfek alıp okulda arkadaşlarını öldüren biri çıkmadı.
Çıkacak mı?
Kesinlikle çıkacak.
Henüz ülkemizde seri katil sayısı çok sınırlı.
Sayıları artacak.
Seri katillerin biri bile kitap yazmadı
Yazacaklar.
Seri katillerin kitapları çok satılacak.
Ülkemizde hapse düşen tutukluyu kaçırma teşebbüsleri komedi filmlerini aratmaz.
İhsan intihar etti
Ardında bir şiir yazdı
Bir çocuk babası
İnsan 37 yaşında intihar nasıl eder?
Ardında bıraktığı oğlu, karısı
Cesedini ormanda buldular
Oraya çalışmaya gitmiş
Kendini asmış
Ormandaki cesedi var fotoğrafta
O an öldüm, fotoğrafı görünce
Beynini yiyorlar dostum
Her gün bıkıp usanmadan
İnsan doğrama makinesi
Ekinlerden insanlar
Ruhları kayboldu insanların
Bağlantılarına blok koyuldu
Ruhlarıyla zihinleri arasına
Ruhlarıyla kalpleri arasına.
Ve biçer döver biçiyor onları
Bu ülke için ne yapabilirim insanlık?
Samuel Beckett çocuk ruhlu bir dalgacı
Bu adamda güzel bir şey olduğunu,
çok güzel bir şey olduğunu hissetmiştim
akıcı beyaz ışık gülümseyen
Bay A. gerçeği hapsettiğini, yendiğini söylüyor
Samuel Beckett mutlu bir çocukluk geçirmiş.
Bay A da öyle
Böyleleri yenilmezdir
İyiler asla ölmez
Kan damlalarından yeni kelebekler oluşur
Karanlıklarda harekete geçerler
İstilacı morlar, pembe kuşlar
Gülümsüyorum geçiyorum
En iyi silah budur her zaman
Sana ne yaparlarsa yapsınlar
Kimse kışkırtamaz kalbimi
Kafamın içindeki ormanı
İşim seni kışkırtmak olmaz hiçbir zaman
Anlatırım sadece
Kalbimle
İnan kızım bir gün gerçekten uçuşacak saçların
Onları başında ilk hissettiğin anlardaki gibi
Çocukluğundaki
Hani dalgalanışı zevk verirdi sana
Koşarken mesela tay gibi
Tarağı eline alırsın
Aynada kendine bakarsın
Saçlarının kokusunu duyarsın
Duştan çıktın mesela
Sokakların ruhu, kalbi olur ruhunda
Hayat dolu dolu hissedersin kendini
Kendine sımsıkı sarıl yoldaş
Bu günler
Bu işkenceli zor ve zifir günler (geçecek)
Başka türlü geçmez çünkü
Bir kedim var
Kedine sarıl
Ruhuna sarıl
Annene sarıl
Geceye sarıl ve mücadele et
Hz. Ömer: “Sabır; mücadele etmektir” der.
Charles Bukowski kedisine sarılır, şarap çer, sabaha kadar yazar ve yatar.
Sevgilisine sarılır
Ona kızar bir bir tekme basar.
Sabaha kadar güzel şeyler düşün
Yap ve yaz
Bir çikolata ye
Kitap oku.
Fazlasını düşünme.
Hiçbir şeyin fazlasını düşünme.
İsteme.
Sevgilin varsa sarıl sadece.
Sevişmeyi aklından bile geçirme.
Hiç iyi bir şey değil.
Yalnız kal yoldaş.
Yalnız kal karanlığı ellerinin arasına alıp buruşturup bir köşeye atar gibi
Ruhunu hisset canım kardeşim
Black Sabbath Neon Knights dinle canım kardeşim,
O şarkıya sarıl
Açarsın bir halt yok bunla, yabancı şarkı dersin
Birader o heavy meal bir gerçekliktir
Onun ruhuna dalamazsan ne olduğunu hissedemezsin
Anlaman gerekmiyor hissetmen yeter.
EN YÜREKLİ ŞARKILAR HEAVY METALDİR!
Kuşlar sesiz değil
Her sabah öterler
Ne olursa olsun
Bunalıma girmezler hiç
Öyle ol dostum
Su gibi ol.
EN YÜREKLİ ŞARKILAR HEAVY METALDİR!Kuşlar sesiz değilHer sabah öterlerNe olursa olsunBunalıma girmezler hiçÖyle ol dostumSu gibi ol.
Su gibi olacağım
Beceremediğimi fark ettim bu sabah
Küçük kızlar kuşatma altında
Küçük adamlar
Büyükleri zaten kaybolup gitti hayatta.
Bir çocuk gördüm tramvayda
12 yaşında ıraklı bir çocuk.
Uzun saçlı.
Kız gibi güzel çocuktu.
Zeyd.
Adına da hasta oldum,
hayatımda duyduğum en güzel isim
çocuğu görür görmez sevmem gibi
Bir kıvılcıma sarıl
Tek kıvılcım
Yoldaş
Ona sarılırsan kurtarmana yardım eder
Yangın başlatmak için tek kıvılcım yeter
Charles Bukowski böyle yaptığını söyler
En zor ve en pes edeceği anlarda tek o kıvılcıma sarılması gerektiğini anlar
TEK NEFRET KIVILCIMI SOKARSAN KALBİNE
MAHVOLMAN İÇİN YETER!
2 intihar girişimi var Charles’in.
Zeyd heavy meal bir gerçeklik oluştur
Yoksa işin bitiktir hayatta.
Gün gelecek o doğrama makinesi bıçaklarını ruhunda hissedeceksin.
Önüce ruhunu alırlar.
Gerisi kolay.
Onu almasalar da olur
Hayatta başı kesik tavuk gibi dolanıp durursun
Ölmekten beterdir kayıp olmak
Nesin?
Gün gelecek Faust rolü oynayacaksın hayata?
Herkes çok kere Faust rolü oynar hayatta.
Faust nedir araştır, yoldaş.
Şeytanla asla anlaşma dostum, canın çıksın ama anlaşma.
Kızlar adamlar Hafız Burhan dinler mi?
Bu kültürün insanı.
Onlar yabancısını bilmezler
Yerlisini hiç bilmezler.
Bir tane aşırılıkları olmayan
Göze batmak istemeyen
Ruhu zarif kızlar
Ben onları nasıl fark ediyorum:?
Çırılçıplak ve ceviz yeşili.
Onlara kalbimle değil,
Zihnimle değil,
RUHUMLA BAKIYORUM ÇÜNKÜ.
Ruh nedir yoldaş?
Ruhunu düşünüp dur
Bunu yaparsan ruhunla arana koydukları kalenin duvarlarını fark edip yıkmaya ve gerçek ışıkla buluşmaya başlarsın.
Gülümseyerek ve sessizlikle reddet,
kendi içinde
reddet reddedilmesi gerekenleri
Bunu kafanda
kalbinde
zihninde yap güçlü biçimde
yüz metre koşar gibi yarışçı gibi
kendini rekortmen gibi hissederek
Kafan o zaman gökkuşağı kalır
Zihnin kalbin enerjin!
Nasıl ki Tanrı varsa inandığın için!
Kaçman gereken tek yer var: kendin, kendi için
Kedimin göğsünü öpüyorum
Tılsımı orada çünkü
Aklımızı uyuşturuyorlar
Aklını ala bir ata bindir
Ve kıçına şaplağı indir!
Korkup kaçıp gitsin!
O saklanacağı yeri iyi bilir
Korkma ve çekinme
Şaplağı indir ata
Çünkü atlar geri döner
Özellikle vahşi atlar
Vahşi atlar sahibi asla unutmaz
Gerçek bir aşk ve sevgi vermişsen ona
Evcil atlar köle olarak ömür sürerler

Ruhunu vahşi tut!

İsa Kantarcı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Daha gelişmiş bir ülke olmak için

  Şiirle başladım yazarlığa. Edebiyat dergilerinde şiirler yayınlattım. Sonra öyküler. Sonra roman yazmaya başladım. Hedef: Daha güzel ve nitelikli bir ülke. Adil bir ülke! Cezaevlerini masum insanlarla doldurmayan bir ülke.. İsa Kantarcı

KÖYLÜ… KIZ KEZBAN

  KÖYLÜ… KIZ KEZBAN     Sabahın erken saatleriydi, bölgede 3 gündür kar fırtınası vardı, yoğun rüzgarla kırbaç gibi yağan ince kar insana nefes aldırmıyor, her şeyi zora, ister istemez kanlı bir mücadeleye sokuyordu. Dağın yamacında 3 kişi kaplumbağa gibi ilerlemeye çalışıyordu, dizlerine kadar kara batmışlardı, bu üç adam elektrik onarım arıza ekibiydi, adamlardan biri çok öndeydi, yumuşak ve derin karda ilerlemekten nefes nefese kalmışlardı ve tamir çantası, ve boyunlarına asılı halatlar vardı, elektrikleri kesik olan köye ulaşmaya çalışıyorlardı. Ölüm tehlikesi altına çok zahmetli bir yürüyüşten sonra yamacın bir noktasında elektrik direkleri göründü, gri renkli dört ayaklı elektrik direkleri, Sibirya’daki evler gibi buz tutmuştu, saçaklar oluşmuştu, antik çağlardan bir kesit gibiydi, ya da buzul çağından. Yakında bakımsız; ama sert bir köpek, bir kadın ve bir adam göründü, ekibi bekleyen köylüler. Arıza olunca bu ekip kar fırtınasında bile, çığ altında kalma riskini göze

GENÇ KIZLARIN İÇ DÜNYASI VE DIŞARDAKİLER

  GENÇ KIZLARIN İÇ DÜNYASI VE DIŞARDAKİLER   Bir kadının yaşı ilerlemişse, artık işlerin hiç düzelmeyeceğini anlamışsa ya da anlamazdan gelmeye çalışıyorsa, ‘yine de bir umut vardır’a sığınmaya çalışıyorsa, birçok hayal kırıklığı biriktirmişse, anne de olamamışsa; bir şeye, bir varlığa sığınmak ister, kızı gibi göreceği bir varlığa… ve o kızı bulduğunsa akıl almaz bir dürtüyle, onu milyon kez doğurmuş gibi, onu doğurmak için yaşamın en güçlü şeytanlarıyla ve engelleriyle bir arenada savaşmışcasına o kızı sahiplenir, bağrına basar. O kutsal alfa ışığı, o mercek, o sihirli şeffaflıktan bakar adeta evrenin en karanlık yüzünü görür gibi, aydınlatır gibi heveslerle, tutkuyla… bu tutku birike birike dağlar olan hayal kırıklıklarını eritmeye başlar, annelik oyunu böyledir, bu akıl almaz içgüdü, kadının canı sıkan şeylerin ve başındaki belaların önemi yoktur, onu yaşatan bir aşkı, bağlantısı vardır hayatla, kozmik bir bağlantı. Ve bu genç kıza bakarken kendi genç kızlığını hatırlar, karşıs