Ana içeriğe atla

68 yaşında aldığı kurs hayatını değiştirdi, şimdi dünya ülkelerine pazarlıyor

 



68 yaşında aldığı kurs hayatını değiştirdi, şimdi dünya ülkelerine pazarlıyor

 

05.10.2020

İzmir'in Tire ilçesinde yaşayan çiftçi Ali Osman Öztürk, fidancılık kursunu tamamlayarak belgesini aldı, ceviz fidanı yetiştirmeye başladı. Deneme amaçlı olarak başladığı ceviz fidanı yetiştiriciliğinde kısa sürede büyüyen çiftçi, şimdi kooperatif aracılığıyla fidanları bir çok ülkeye satıyor.


Tire ilçesinde yaşayan 68 yaşındaki çiftçi Ali Osman Öztürk, fidancılık kursunu tamamlayarak belgesini aldı. Öztürk, daha sonrada profesyonel olarak ceviz fidanı yetiştirmeye başladı. Özellikle verimi yüksek yeni tür ceviz fidanlarını aşı yöntemi ile yetiştiren Ali Osman Öztürk, deneme amaçlı başladığı işlerini kısa sürede büyüttü.

 

Kooperatife başvuran Öztürk, fidanlarını yine kooperatif aracılığıyla başta Azerbaycan ve Özbekistan olmak üzere pek çok ülkeye satmaya başladı. Ciddi manada gelir elde eden Öztürk, şu sıralara taleplere ise yetişemiyor.

 

'ŞUAN YANIMDA ÇOK SAYIDA İŞÇİ ÇALIŞTIRIYORUM VE İŞLERE YETİŞMEKTE ZORLANIYORUM'

Küçük çapta çiftçilikle uğraştığını ve ceviz fidanı işine merak sardığını söyleyen Tireli çiftçi Ali Osman Öztürk, bu yıl 60 bin fidan hazırladığını söyledi.

Öztürk, "Ben ufak çapta çiftçilik yaparak hayatımı devam ettiriyordum. Ceviz fidanı yetiştiriciliğine merak saldım. Bunun kursunu ve belgelerini alarak bu işe başladım. Kısa sürede işlerimi büyüterek bu fidanları ülke genelinde satmaya başladım. Kooperatifler aracılığı ile fidanlarım Azerbaycan ve Özbekistan başta olmak üzere bir çok ülkeye gidiyor. Şuan yanımda çok sayıda işçi çalıştırıyorum ve işlere yetişmekte zorlanıyorum. Bu yıl 60 bin adet fidan hazırladım. Elimden geldiği kadar çok üretmeye çalışıyorum. Bu işe başladıktan sonra hayatım değişti. Okumanın yaşı yoktur. Bu işlere zaten yatkınlığım vardı. Kurs aldıktan sonra bu işi profesyonel manada yapmaya başladım. Allah’a şükür işlerim yolunda" dedi.

KAYNAK:İHA

 



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Daha gelişmiş bir ülke olmak için

  Şiirle başladım yazarlığa. Edebiyat dergilerinde şiirler yayınlattım. Sonra öyküler. Sonra roman yazmaya başladım. Hedef: Daha güzel ve nitelikli bir ülke. Adil bir ülke! Cezaevlerini masum insanlarla doldurmayan bir ülke.. İsa Kantarcı

KÖYLÜ… KIZ KEZBAN

  KÖYLÜ… KIZ KEZBAN     Sabahın erken saatleriydi, bölgede 3 gündür kar fırtınası vardı, yoğun rüzgarla kırbaç gibi yağan ince kar insana nefes aldırmıyor, her şeyi zora, ister istemez kanlı bir mücadeleye sokuyordu. Dağın yamacında 3 kişi kaplumbağa gibi ilerlemeye çalışıyordu, dizlerine kadar kara batmışlardı, bu üç adam elektrik onarım arıza ekibiydi, adamlardan biri çok öndeydi, yumuşak ve derin karda ilerlemekten nefes nefese kalmışlardı ve tamir çantası, ve boyunlarına asılı halatlar vardı, elektrikleri kesik olan köye ulaşmaya çalışıyorlardı. Ölüm tehlikesi altına çok zahmetli bir yürüyüşten sonra yamacın bir noktasında elektrik direkleri göründü, gri renkli dört ayaklı elektrik direkleri, Sibirya’daki evler gibi buz tutmuştu, saçaklar oluşmuştu, antik çağlardan bir kesit gibiydi, ya da buzul çağından. Yakında bakımsız; ama sert bir köpek, bir kadın ve bir adam göründü, ekibi bekleyen köylüler. Arıza olunca bu ekip kar fırtınasında bile, çığ altında kalma riskini göze

GENÇ KIZLARIN İÇ DÜNYASI VE DIŞARDAKİLER

  GENÇ KIZLARIN İÇ DÜNYASI VE DIŞARDAKİLER   Bir kadının yaşı ilerlemişse, artık işlerin hiç düzelmeyeceğini anlamışsa ya da anlamazdan gelmeye çalışıyorsa, ‘yine de bir umut vardır’a sığınmaya çalışıyorsa, birçok hayal kırıklığı biriktirmişse, anne de olamamışsa; bir şeye, bir varlığa sığınmak ister, kızı gibi göreceği bir varlığa… ve o kızı bulduğunsa akıl almaz bir dürtüyle, onu milyon kez doğurmuş gibi, onu doğurmak için yaşamın en güçlü şeytanlarıyla ve engelleriyle bir arenada savaşmışcasına o kızı sahiplenir, bağrına basar. O kutsal alfa ışığı, o mercek, o sihirli şeffaflıktan bakar adeta evrenin en karanlık yüzünü görür gibi, aydınlatır gibi heveslerle, tutkuyla… bu tutku birike birike dağlar olan hayal kırıklıklarını eritmeye başlar, annelik oyunu böyledir, bu akıl almaz içgüdü, kadının canı sıkan şeylerin ve başındaki belaların önemi yoktur, onu yaşatan bir aşkı, bağlantısı vardır hayatla, kozmik bir bağlantı. Ve bu genç kıza bakarken kendi genç kızlığını hatırlar, karşıs