Babası bir İtalyan berberdi..
Annesi
Fransız asıllı Rus bir danscı..
Yoksuldular..
New
York'ta zor geçiniyorlardı..
Onun doğumunda annesi
sorunlu bir hamilelik süreci yaşamıştı..
Bu nedenle
sol gözünde, kulağında ve üst dudağında kalıcı hasar oluşmuştu..
Kısmi felç..
Ağzı yana kayıyordu.
Dudakları orantısız duruyordu.
Üstelik
sol gözü sağ gözüne oranla daha aşağıdaydı..
O yüzden
insan içine çıkamıyor, okulu gidemiyor, arkadaş edinemiyordu..
Tek arkadaşı köpeği, Butkus'tu..
Bir
buldog..
Butkus
onun herşeyiydi..
New York
sokaklarını köpeğiyle aşındırıyordu..
İkinci sınıf spor salonlarına gidiyordu..
Ne iş bulsa yapıyordu..
Amele işler..
Sokaklarda
yatıyor, yemeğini köpeğiyle paylaşıyordu..
Bazen
günlerce aç kalıyorlardı..
Bir süre
sonra Hollywood'u mekan etti..
Ancak
yüzündeki hasar nedeniyle iş bulmakta zorlanıyordu..
Bazı filmlerde çok düşük ücretle yüzü görünmeden figuran
roller alıyordu..
Genelde de
porno filimlerde..
Ama kazandığı yetmiyordu..
Sonunda sıfırı tüketti..
Köpeğini besleyemediği için tanımadığı bir adama satmak
zorunda kaldı..
Sadece 25
dolara..
Parayı alıp, Butkus'u verdiğinde hem kendisi,
hem köpeği ağlıyordu..
Köpeğini sattıktan bir hafta
sonra bir tesadüf Muhammed Ali Clay ile Chuck Wepner'in boks maçını izledi..
O an karar
verdi..
Boksörlerin
hayatını anlatan bir
senaryo yazmalıydı..
Daha önce
gittiği spor salonlarına döndü..
Bir kaç
isimsiz boksörle konuştu..
Kafasında senaryo hazırdı..
Oturdu, 20
saatte yazdı..
Sıra senaryoyu
satmaya gelmişti..
Ancak
kimse ile anlaşamıyordu..
Çünkü başrolde kendi
oynamak istiyordu..
Film yapımcıları senaryoyu çok beğenmelerine rağmen, ağzının yamukluğu nedeniyle ona
rol vermek istemiyordu..
Hatta
dalga geçiyorlardı.
'Senden
olsa olsa komedyen olur, bize star lazım' diyenler oldu..
Senaryoya
350 bin dolar verdiler ama onun başrol oynamasını kabul etmediler..
Kapılar bir bir kapandı..
Sonunda
bir film şirketi sadece 35
bin dolar karşılığında anlaşma sağladı..
Senaryoda
başrol oynayacaktı..
350 bin
doları geri çevirdi, 35 bin
doları kabul etti..
Film hasılat rekorları kırdı..
Ödül
üstüne ödül aldı..
En İyi Film, En İyi Yönetmen ve En İyi Kurgu dallarında 3 Oscar kazandı..
Bu dünya
tarihinde bir ilkti..
Adı sanı duyulmamış bir oyuncu ve sıradan bir yönetmen muzice
yaratmıştı..
Bir anda
ünlendi..
Artık zengindi..
İstediğini alabilirdi..
Lüks
villa, son model araba, ne isterse..
Ama onun
ilk işi iki yıl önce sattığı köpeğini aramak oldu.
Hemen köpeğini tanımadığı adama verdiği sokağa gitti..
Sordu,
soruşturdu..
Bilen
yoktu..
Yılmadı..
Butkus'ı bulmalıydı..
Günlerce
bekledi..
Sonunda
adamı ve köpeğini buldu..
100 dolar
teklif etti..
Adam kabul
etmedi..
500 dolar
teklif etti..
Adam yine
kabul etmedi..
1000
dolar..
Yine red..
Uzun
pazarlık sonunda nihayet
anlaştı..
25 dolara
sattığı köpeğini 1500 dolara
geri aldı..
Sevgililer
birbirine kavuşmuştu..
O adam
bugünün Hollywood starı Sylvester Stallone idi..
Meşhur olduğu film de Rocky..
Stallone
köpeği Butkus'a daha
sonra oynadığı filimlerde rol
verdi..
Hayat
böyle bir şey işte..
Bazen dibe
vurursun..
Bazen
zirveye çıkarsın..
Önemli
olan vazgeçmemek..
Samuel
Beckett şöyle der..
"Hep
denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil."
Yenilmekten
korkmayın..
Mücadele
edenin kazanma şansı vardır..
Pes edenin
asla..
Alıntıdır......
Yorumlar
Yorum Gönder