Ana içeriğe atla

BAZI YOLLAR

 


BAZI YOLLAR

 

bazı yollarda yürümek çok zordur

sanki cam kırıklarıyla doludur yol ve sen çırılçıplaksındır

akşam oluyor her zamanki gibi ve sen hiçbir iş yapmadığın halde yorgunsun ve bitiksin tatlım

bezmişsin hayatından

 

bazı yollardan yürümek ciddi bir emek ister

fazladan mesai ister

canla başla mücadele ister tatlım

bir ceylan sürüsü tek tek seni öpmek ister

yorgunsun ve uzanmışsın

tam yansımdasın

bana köpük köpük aşık

 

bazı yollar bebeksi bir bakış açısı ister tatlım

derin bir yumuşaklık

aydınlık bakışlarından

ta derinlerinde bir yerde bir ev,

ormanda bir ev

yağmur yağıyor

bacası tütüyor.

kapıda bir kedi

bir köpek

tavuk kümesi

içerde soba yanıyor yavaş yavaş

bu bir dağ evi tatlım

 

bazı yollar öfkeli bir bakış açısı ister atlım

elinde kılıç olan atlım,

yenilmez gladyatör

 

bazı yollar öfkeli bir bakış açısı ister tatlım

herkesi karşına almak

 

bazı yollar hep ıslaktır

hep yağmur yağar

hep soğuk vardır

akşamları baban eve döner gocuklu

soğuk rüzgar kokusu hissedersin onda

ufacıksın

işten dönmüştür aç

 

 

bazı yollar kurtların mekanıdır

o yol sonsuzluğa gider

bir kurt sürüsü senle ayin yapmak ister

kozmik bir atmosferde

o kurt sürüsü sana sarılmak ister canını mahvetmek istediklerinde

 

bazı yollar aşkla ve ölümüne

dürüstlüklealın teriyletırnaklarınla kazıya kazıya(hazıra konmak hiç yok)

böyle yollar adamı adam yapar

kadını gerçek kadın

 

bazı yollarda aşkla ve ölümüne gidilir

hayat, yerler ve gökler var oluşunu bu cesaretlere borçludur

kendini gözden çıkarmalara

 

07:02

7 eylül 2020 pazartesi

 

 

İsa Kantarcı

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Daha gelişmiş bir ülke olmak için

  Şiirle başladım yazarlığa. Edebiyat dergilerinde şiirler yayınlattım. Sonra öyküler. Sonra roman yazmaya başladım. Hedef: Daha güzel ve nitelikli bir ülke. Adil bir ülke! Cezaevlerini masum insanlarla doldurmayan bir ülke.. İsa Kantarcı

KÖYLÜ… KIZ KEZBAN

  KÖYLÜ… KIZ KEZBAN     Sabahın erken saatleriydi, bölgede 3 gündür kar fırtınası vardı, yoğun rüzgarla kırbaç gibi yağan ince kar insana nefes aldırmıyor, her şeyi zora, ister istemez kanlı bir mücadeleye sokuyordu. Dağın yamacında 3 kişi kaplumbağa gibi ilerlemeye çalışıyordu, dizlerine kadar kara batmışlardı, bu üç adam elektrik onarım arıza ekibiydi, adamlardan biri çok öndeydi, yumuşak ve derin karda ilerlemekten nefes nefese kalmışlardı ve tamir çantası, ve boyunlarına asılı halatlar vardı, elektrikleri kesik olan köye ulaşmaya çalışıyorlardı. Ölüm tehlikesi altına çok zahmetli bir yürüyüşten sonra yamacın bir noktasında elektrik direkleri göründü, gri renkli dört ayaklı elektrik direkleri, Sibirya’daki evler gibi buz tutmuştu, saçaklar oluşmuştu, antik çağlardan bir kesit gibiydi, ya da buzul çağından. Yakında bakımsız; ama sert bir köpek, bir kadın ve bir adam göründü, ekibi bekleyen köylüler. Arıza olunca bu ekip kar fırtınasında bile, çığ altında kalma riskini göze

GENÇ KIZLARIN İÇ DÜNYASI VE DIŞARDAKİLER

  GENÇ KIZLARIN İÇ DÜNYASI VE DIŞARDAKİLER   Bir kadının yaşı ilerlemişse, artık işlerin hiç düzelmeyeceğini anlamışsa ya da anlamazdan gelmeye çalışıyorsa, ‘yine de bir umut vardır’a sığınmaya çalışıyorsa, birçok hayal kırıklığı biriktirmişse, anne de olamamışsa; bir şeye, bir varlığa sığınmak ister, kızı gibi göreceği bir varlığa… ve o kızı bulduğunsa akıl almaz bir dürtüyle, onu milyon kez doğurmuş gibi, onu doğurmak için yaşamın en güçlü şeytanlarıyla ve engelleriyle bir arenada savaşmışcasına o kızı sahiplenir, bağrına basar. O kutsal alfa ışığı, o mercek, o sihirli şeffaflıktan bakar adeta evrenin en karanlık yüzünü görür gibi, aydınlatır gibi heveslerle, tutkuyla… bu tutku birike birike dağlar olan hayal kırıklıklarını eritmeye başlar, annelik oyunu böyledir, bu akıl almaz içgüdü, kadının canı sıkan şeylerin ve başındaki belaların önemi yoktur, onu yaşatan bir aşkı, bağlantısı vardır hayatla, kozmik bir bağlantı. Ve bu genç kıza bakarken kendi genç kızlığını hatırlar, karşıs