Efendim,
bu kliniğin amacı sizi kökten değiştirmek ve canınızı sıkan sorunu yok etmek.
Sıranızı
bekleyin.
Sıranız
gelince vahşi bekleme salonuna gireceksiniz.
İçeri
girince neyle mi karşılaşacaksınız?
İçeri
geçip oturun, bekleyin.
Size
robot belli sorular soracak.
Size
komutlar verecek.
Sonra
siz ona küfrü basıp içinizden geldiği gibi bir akışla devam edeceksiniz.
İçinizdeki
gerçeği, içinizde oluşturduğunuz gerçeği (aslında yanılsama) salacaksınız vahşi
bekleme salonuna, yılan misali.
Kısa
keseyim.
İçeride
kime ne öfkeniz varsa söyleyeceksiniz.
Kal
kırıklığınız.
Acınız.
Yaranız.
Hasretiniz.
Yarım
kalan hesaplaşma.
Yarım aşk.
Kötü aşk.
Unutulmaz
aşk.
Psikolog
karşısında kibar olursunuz.
En kaba
ve en pis halinizi gizlersiniz.
En
yasak, en suç olanı.
Orada
kum torbası var.
En iğrenç,
en bayağı küfürler ederek kum torbasını yumruklayabilirsiniz.
İçinizde
biriken o yüklü negatif enerjiyi atmanız amaç.
Vahşi
bekleme salonunu bu yüzden yaptım size.
Ağlama
duvarı misali.
Meksika
sınırı misali.
Sınırı
geçtin mi tamam; çaldığın paralarla istediğini yap, kimse yakalayamaz seni.
Vahşi
bekleme salonunda vahşi olacaksınız.
İçinizdeki
vahşilik neyin emrediyorsa onu gerçekleştireceksiniz. Çünkü…
Dibinize
çöreklenen enerjiyi atmanız lazım.
Tastaki
ayran bekledi mi su üste, ayran alta birikir.
Sizin
içinizde biriken kıyamet kadar çok karanlık enerji vardır.
Kötü
bakış.
Kıskanç
bakış.
Ölümcül
bakış.
Mezarınızı
kazan bakış.
Enerji
merkezini bunlarla hantallaşır.
Zihinsel
gücünüz azalır.
Ruh
gücünüz azalır.
Zihin
gücünüz azalır.
Kafanız
az çalışır, daralırsınız, huzurunuz olmaz.
Çakralarınız
kirlenmiştir.
Kim
yapar bunu?
Ana,
baba, kardeş, dost, sevgili, eş, çocuklar, patron, akraba.
Psikologlar
bir şeyler der; ama kişinin kapanan enerji merkezlerin bilemez, göremez ve
sezemezler.
Enerji
merkezleri uyuşmuştur, (uyku halindedir) karda insan soğuktan uyuşur da
ellerini ayaklarını hissedemez ya, öyle.
Bir
insan her gün yeniden doğar ve ölür.
Yani
insan kendini yenilemeli.
Sürekli
kendini aşmaya çalışmalı.
İnsanın
enerji merkezleri kirlenince, kapanınca ne olur?
Güneşin
önünde karanlık bulutlar olursa kat kat…
Dünya
zifiri karanlıkta kalır.
Bütün
canlılar ölmeye başlar.
Işık
enerji merkezlerimizdedir.
Yaratıcının
ışığı.
Herkes
bununla doğar.
Nasıl
ki araç bakım ve muayeneye girer, enerji merkezlerimiz de girmeli.
Oralar
karardı mı; bela bizi bulur.
Hastalık
bizi bulur.
Maddi
ve manevi sorunlar başlar.
Zihin
açıklığımız, dünyayı güçlü biçimde kabullenme ve sevgi anlayışımız.
Sevgiyle
yenilmez olduğumuzu hissetmemiz, sorunların çözümü içim var gücümüzle çalışmamız…ruh gücümüz…
Hepsinin
enerji merkezlerimizin güçlü çalışması ya da çalışmamasıyla ilgilidir.
Enerji
merkezlerimiz hava, güneş alıyor mu?
Almıyorsa
insan kendinin, dünyanın farkında olamaz.
Mekanizmamızdaki
Tanrı’sallık, yücelik ve sihirden haberimiz yok.
Yani bu
makine, bu taşıdığımız, içinde yaşadığımız bedeni hiç
tanımıyoruz.
Vahşi bekleme salonunda nerdeyse orgazm olur gibi
Trans haline girdiğinizde, yüzünüzden ter boşaldığında,
nefes nefes kaldığınızda işlem tamam demektir, sonra düğmeye basınız, sizi
psikolog hanım görüşmeye alacaktır.
Not: Vahşi batı yani vestern filmleri demek istediğime çok iyi örnek salonlar içerir, cesur ve iyi silahşör salona girer, içki söyler, orayı mesken tutan çapulcular ona kafa tutar, barda bir kavga başlar. Tabi ölümler olur, pata küte kavgalar en iyisidir, herkes birbirini pataklar. Camdan adamlar fırlar filan. Taraflar can kaybı olmadan enerjilerin atmıştır, bu en iyisidir.
İsa
Kantarcı
Yorumlar
Yorum Gönder